-->
Düzeyli eserleri okuyucuya ulaştırmayı hedefleyen Ulak Yayıncılık, Stefan Zweig'ın tanınmış bir klasik olan Satranç'ı serisine katıyor. Zweig ölümünden hemen önce tamamladığı metin eserlerinden biri olan Satranç'ı kaleme aldığı sırada, karısı Lotte Zweig ile birlikte göç ettiği Brezilya'da yaşamaktaydı. Satranç'ta da, olay yeri olarak New York'dan Buenos Aires'e gitmekte olan bir yolcu gemisi seçilmiştir. Bu gemide tamamen rastlantı sonucu karşılaşan üç kişi öykünün aktörleridir. Eline geçidiği bir kitapla satrancın inceliklerini öğrenerek bu oyunu bir tutkuya dönüştüren ve giderek bu tutkusu yüzünden beyin hummasına yakalanan Dr. B.'nin öyküsüdür görünüşte Satranç. Ama derinlerde bir veda mektubudur aslında. Şubat 1942'deki intiharından birkaç ay önce tamamlanan Satranç, Avrupa kültürünün nasyonal sosyalist tehlike altında yok oluşuna işaret eder. Avrupa kültürüne elveda derken yaşama da veda etmeyi seçen Zweig'ın son yapıtı Satranç, bir psikoloji ustasının kalminden dökülen gerilimli kurgusu ve kahramanın ruhsal yapısının işlendiği, etkileyici olağanüstü bir uzun öyküdür.
Yayınevi | Ulak Yayınları |
Basım Yılı | 2016 |
Baskı | 1 |
Stefan Zweig, çok geniş bir psikoloji birikimini eserlerinde bütünüyle kullanmış ender yazarlardandır. Onun dünya edebiyatında bir biyografi yazarı olarak kazandığı haklı ünün temelinde de bu özelliği, yani yazarlığının yanı sıra çok usta bir psikolog olması yatar. Satranç, Zweig'ın psikolojik birikimini bütünüyle devreye soktuğu bir öyküdür ve bu öykünün baş kişileri, tamamen yazarın biyografilerinde ele aldığı kişileri işleyiş biçimiyle sergilenmiştir. Zweig ölümünden hemen önce tamamladığı birkaç düzyazı metinden biri olan Satranç'ı kaleme aldığı sırada, karısı Lotte Zweig ile birlikte göç ettiği Brezilya'da yaşamaktaydı. Satranç'ta da, olay yeri olarak New York'dan Buenos Aires'e gitmekte olan bir yolcu gemisini seçmiştir. Bu gemide tamamen rastlantı sonucu karşılaşan üç kişi: yeni dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic, sıradan bir satranç oyuncusu olan anlatıcı ve bir zamanlar çok usta bir satranç oyuncusu olan, ama hayli zamandır satrançtan uzak kalmış bulunan Dr. B., öykünün aktörleridir.
Yayınevi | Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları |
Basım Yılı | 2016 |
Baskı | 8 |
Çeviren | Ahmet Cemal |
İkinci Dünya Savaşı'nın yaşattığı acılara daha fazla dayanamayarak 1942 yılında eşiyle birlikte intihar eden Stefan Zweig, son eseri olan Satranç ile dönemin ruh halini çarpıcı bir şekilde yansıtıyor. Satranç, New York'tan Buenos Aires'e gitmekte olan bir yolcu gemisinde tamamen tesadüf eseri karşılaşan dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic, onunla tanışmak için can atan sıradan bir yolcu ve Nazi yönetimi tarafından tutuklandığında hiç beklenmedik bir şekilde eline geçirdiği bir satranç kitabı sayesinde bu oyunun inceliklerini öğrenen, daha sonra bu oyunu tutkuya dönüştüren ve beyin hummasına yakalanan Dr. B.'nin ilginç öyküsüdür. Öykünün genelinde umutsuzluk temasını işleyen yazar, Nazi yönetiminin stratejilerine ve baskıların beyin üzerindeki etkilerine işaret ediyor.
Yayınevi | Say Yayınları |
Basım Yılı | 2016 |
Baskı | 1 |
Çeviren | Gülderen Pamir |
ISBN | 9786050205237 |
New York'tan Buenos Aires'e giden bir yolcu gemisinde yolcular arasında bulunan bir milyoner, dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic'e, ücret karşılığı bir parti satranç oynamayı önerir. İkisinin oyununu izleyen Avusturyalı Dr. B. oyun sırasında kendini tutamayıp onların oyununa karışınca, şampiyonla karşılaşması önerilir kendisine. Gestapo tarafından bir otel odasına kapatılan, oyalanacak hiçbir şeyi olmadan, bu odada uzunca bir süre tek başına kalan, yalnızca sorgulama için bu odadan çıkartılan Dr. B. bir gün, rastlantı sonucu gizlice eline geçirdiği bir satranç kitabından bu oyunun bütün inceliklerini öğrenmiştir. Satranç tahtası ve taşları yoktur, ancak, önce ekmek içinden yaptığı satranç taşlarıyla sonra da tümüyle belleğinde oynayarak kurumsal bir satranç ustası olup çıkar. Ancak bu tutkusu yüzünden ruhsal gelgitler yaşamaya başlar. Tedavi olup serbest bırakılır. Yirmi yıldır eline bir kere bile satranç taşı almamış olmasına rağmen Dr. B. gemideki satranç şampiyonunu insanların hayret dolu bakışları altında mağlup eder. Bu cesaretle oyunun rövanşını oynamak ister fakat netice hüsranla sonuçlanır. Ruhsal çözümlemelerin büyük ustası Stefan Zweig'dan insan psikolojisinin karanlık labirentlerinde dolaşan bir novella; deha, hırs ve takıntı üzerine küçük bir başyapıt.
Yayınevi | Palto Yayınevi |
Basım Yılı | 2016 |
Baskı | 1 |
Çeviren | Orhan Tuncay |
ISBN | 9786059327015 |
Mart 1938'de, Almanya'nın Avusturya'yı ilhak etmesinden sonra Gestapo, pek çok manastırın malvarlığını yöneten Viyanalı ünlü avukat Dr. B.'yi tutuklar. Manastırların servetinin yerini söyletmek isteyen Gestapo tarafından tek başına bir otel odasında tecrit edilen avukat, aylarca sorgulayıcılarından başka kimseyle konuşamaz. 4. ayın sonunda, sorgulamaya götürüldüğü bir gün, bekleme odasında tesadüfen bulduğu bir kitabı çalar. Yalnızlığına son verecek bir roman bulduğunu umarsa da elindeki, satranç tekniklerini öğreten bir kitaptır. Önce kareli yatak örtüsünü ve ekmekten hazırladığı satranç taşlarını kullanarak öğrenmeye başladığı bu oyunda giderek ustalaşır. Bütün oyunları ezberler, kafasında yepyeni oyunlar kurar, gecesi gündüzü satrançla dolar. Tam bir soyutlanma içinde yaşarken aklını kaçırmamayı ancak böyle başarırsa da bu uğraşı sinir krizi geçirmesini engellemez. Serbest kaldıktan sonra Arjantin'e gitmek üzere New York'tan bindiği gemide bir dünya şampiyonu da vardır: 21 yaşındaki, eğitimsiz köylü Mirko Czentovic. Hiç istemediği halde bu şampiyonla bir karşılaşma yapar. İki satranç ustasının düellosuyla doruğa ulaşan anlatım, aynı zamanda nasyonal sosyalizmin ve faşizmin koyu bir eleştirisine dönüşür. Stefan Zweig'ın başyapıtı sayılan Satranç, dünya edebiyatının klasikleri arasındadır. "Yargıcın önüne her çıkarılışta bekletiliyordum: Bu bekletme de yöntemin bir parçasıydı. Önce, seslenerek, hücreden gece yarısı ansızın alarak sinirlerimizi bozuyorlardı; sonra, insan kendini sorguya hazırladıktan, direnmek için aklını ve iradesini biledikten sonra bekletiyorlardı, sorguya almadan önce bir saat, iki saat, üç saat anlamsızca, mantıksızca bekletiyorlardı, amaç bedenimizi yormak, ruhumuzu yıpratmaktı."
Yayınevi | Kırmızıkedi Yayınevi |
Basım Yılı | 2016 |
Baskı | 5 |
Çeviren | İlknur Özdemir |
ISBN | 9786054927135 |
Belki hücremde kendime bir çeşit satranç tahtası yapıp, oyunları oynamayı deneyebilirim diye düşündüm; gökten gelen bir işaret gibi, yatak örtümün kare desenli olması beni şaşırtmıştı. Doğru şekilde katlanırsa, altmış dört kare içeren bir kare haline getirilebiliyordu. Öncelikle kitabı şiltemin altına sakladım ve ilk sayfayı yırtıp aldım. Daha sonra kalan ekmek kırıntılarından şah ve vezir gibi satrançtaşlarını modellemeye başladım; elbette sonuç gülünç ve kusurlu oluyordu. Nihayet uzun uğraşlar sonunda, damalı yatak örtümün üzerinde bir oyunu kurabildim.
Yayınevi | Karbon Kitaplar |
Basım Yılı | 2016 |
Baskı | 1 |
Satranç, bir anlamda Avrupa düşüne, hümanizmaya yakılmış ağıttır. Ağıdı yakan da, yenilginin bayrağı gibi duran bir çekip gitmeyle dünyadan ayrılmıştır. Hümanizmin güzelim evladı bir yeryüzü cennetini kuramamış, Avrupa denen düşünce Amerikanlaştırılmayla çözülmüştür. Şimdi Avrupa; üzerine kapanmış, kendinden gayrı olanla karşılaşmak dahi istemeyen kibirli, korkak, bencil "ben"dir. Kapılarını, kalbini, sofrasını kapatmış bir ben... Amerikanlaştırılmış dünya, Zweig'in dahi ummadığı daha çiğ, daha çirkin bir savaşın öznesidir şimdi. Cehenneme çevirdiği coğrafyalardan kaçanları uzağında, çok uzağında tutmakla yetiniyor. Nihat Dağlı'nın Sonsözüyle
Yayınevi | İnsan Yayınları |
Basım Yılı | 2016 |
Baskı | 1 |
Çeviren | Yahya Kurtkaya |
ISBN | 9789755747767 |
Rastlantı sonucu eline geçidiği bir kitapla satrancın inceliklerini öğrenerek bu oyunu bir tutkuya dönüştüren ve giderek bu tutkusu yüzünden beyin hummasına yakalanan Dr. B.'nin öyküsüdür görünüşte Satranç. Ama derinlerde bir veda mektubudur aslında. Stefan Zweig'ın Brezilya'da sürgündeyken yazdığı ve Şubat 1942'deki intiharından birkaç ay önce tamamladığı Satranç, Avrupa kültürünün nasyonal sosyalist tehlike altında yok oluşuna işaret eder. Avrupa kültürüne elveda derken yaşama da veda etmeyi seçen Zweig'ın son yapıtı Satranç, gerilimli kurgusu ve kahramanın ruhsal gelgitlerinin işlendiği dokusuyla, kısa ama her bakımdan etkileyici olağanüstü bir uzun öyküdür.
Yayınevi | Can yayınları |
Basım Yılı | 2016 |
Baskı | 53 |
Çeviren | Ayça Sabuncuoğlu |
New York'tan Buenos Aires'e gitmekte olan bir vapurda yolcular, dünya satranç şampiyonu Czentovic'in de onlarla birlikte yolculuk ettiğini öğrenince onunla oyun oynamak isterler. İlk oyunda, dünya şampiyonuna ?doğal olarak? yenilen bu sıradan oyuncular; ikinci oyunda hiç beklemedikleri bir yardımla Czentovic'le berabere kalmayı başarırlar. Onlara yardım eden, hamleler sonrasını zihninde hesaplayabilen adamın, satranç oyunundaki ustalığının öyküsü ise sıra dışı ve çok hüzünlüdür. Stefan Zweig'ın sürgünde yazdığı, intiharından yalnızca günler önce yayımcısına ulaşan, sonuncu ve en tanınmış eserlerinden biri olan Satranç; tecrit altında bir insanın yaşadığı sıkıntıların boyutlarını güçlü bir anlatımla sunuyor.
Yayınevi | Bilgi Yayınevi |
Basım Yılı | 2016 |
Baskı | 1 |
Çeviren | Aslı Candaş Schaeferdiek |
ISBN | 9789752206335 |
İnsanın derinliklerinde Zweig kadar özgürce dolaşan yazar çok azdır. Satranç hem bir dönem eleştirisi hem de bir insanın aklını kaçırmamak için hayata bir yerinden tutunma çabasının en güzel örneğidir. Zweig'ın ölümünden hemen önce tamamladığı bu eser, dünya edebiyatının en çok okunan ve güncelliğini hiç yitirmeyen başyapıtlarından biridir.
Yayınevi | Zeplin Kitap |
Basım Yılı | 2015 |
Baskı | 1 |
Çeviren | Esen Tezel |
ISBN | 9786059115506 |
İnsan olmanın, direnişin öyküsü... New York'tan yola çıkıp Buenos Aires'e giden yolcu gemisindeki varlıklı bir işadamı, aynı gemide bulunan dünya satranç şampiyonunu bir oyuna davet eder. Şampiyon, bir amatör tarafından kendisine yapılan bu daveti küçümsese de, kendisiyle oynanacak her oyunun bir bedeli olduğunu ve bu bedeli ödeyen herkesi memnuniyetle yeneceğini söyleyerek kabul eder. Satranç masasının çevresi meraklılarla dolmuştur. İşadamı bu satranç üstadının karşısında önceleri bocalar. Ama daha sonra meraklı kalabalığın arasından biri alçak bir sesle, yapması gereken doğru hamleleri ona fısıldamaya başlar. Sesin sahibi, söylediğine göre yirmi yıldır satranç oynamamıştır. Ama kimsenin tanımadığı bu adam, her nasılsa bir satranç dehasıdır.
Yayınevi | Remzi Kitabevi |
Basım Yılı | 2015 |
Baskı | 1 |
Çeviren | Erol Erduran |
ISBN | 9789751416674 |
Mirko Czentovic, on iki yaşında yetim kalınca iyiliksever bir rahibin himayesine girmiştir. Zekâsından şüphe duyulan ve önemsenmeyen bu çocuğun, tesadüf eseri bir satranç dehası olduğu ortaya çıkar. Ve Mirko yıllar sonra dünya satranç şampiyonu olarak karşımızdadır. New Yorktan Buenos Airese gitmekte olan bir yolcu gemisinde; zengin bir adam, Mirko Czentovice ücreti karşılığında bir el satranç oynamayı önerir. Önce zengin adama, sonra hem izleyici hem oyuncu olarak katılan gemi sakinlerine karşı mücadele eden Mirkonun yenilmezliği, Dr. B. sayesinde sarsılır. Dr. B. karşılaşmayı izlerken dayanamayıp oynayanlara karışınca, şampiyonla karşılaşması için teklif yapılır. Oysa Dr. B. satranç zehirlenmesi denilen bir semptomu atlatmıştır ve satranç oynaması yasaklanmıştır. Avusturyalı bir göçmen olan Dr. B., Gestapo tarafından esir edildiği günlere döner. Küçük bir odada günler, haftalar, aylar boyu esir tutulmuştur. Sorguya götürüldüğü bir gün rastlantı eseri ele geçirdiği küçük bir satranç kitabı sayesinde bu oyunun tüm inceliklerini öğrenmiştir. Önünde satranç tahtası veya taşları yoktur. Oyunu ilk başta tamamen kurgusal olarak zihninde, daha sonra boyadığı ekmek parçalarıyla ve çarşafında oluşturduğu karelerle oynar. Kişiliği de tıpkı satranç gibi iki zıt renk olmuş, kişilik bölünmesi yaşamaya başlamıştır. Serbest kalıp tedavi olduktan sonra bir daha satranç oynamaz Ta ki, o güne kadar. Stefan Zweigın muhteşem bir kurguyla kaleme aldığı bu kısa roman ya da uzun öyküsünü bir solukta okuyacaksınız.
Yayınevi | Panama Yayıncılık |
Basım Yılı | 2015 |
Baskı | 2 |
Çeviren | Faruk Özdem Yıldırım |
ISBN | 9786055143466 |
Tam da tarih çökerken beliren ateş insanlarına çiçek atmıştır Stefan Zweig. Her çağın yenilmişlerine, uzağı iyi görenlere, kenar insanlarına, menzili yurt tutanlara, uçurumlara tırmandıkça burçlara düşenlere, çığ altında kalsa da kulağında karanfil taşıyanlara adamıştır yazma yetisini. Unutmadık bizler de, buğulu bir şafak vakti diz çökmüş dünyaya veda eden Zweig'ı. Öyle ki Zweig, acı kemirdikçe yüzünü gülmeye cüret etmiştir; esirgemeden söylemiştir sözünü; söylemiş ve ruhunu kurtarmıştır! Zweig gibi sevmek! Evet, insana inancın can çekiştiği çağımızda, dünyayı yeniden büyülemek için onun gibi sevmek, bilişsel olmanın çok ötesinde, gündelik yaşamın kaleleri (güç, zenginlik ve iktidar mekanları; değer, anlam ve yapıntı özne piramitleri) karşısında ontolojik bir reddiye olabilir ancak. Zweig, biyografilerini yazdığı kişileri sevmiştir! Onun için sevgi ölçüsüzlüktür ve bu ölçüsüzlüğün maddi temeli, verili haliyle dünyanın yetersizliğidir. Bizler onun yazdıklarını okurken, onun bu kişilerin acılarını duyumsadığını sezeriz. Onu çeken şeyin bu şahsiyetlerin çektikleri acılar olduğunu bile söylemek mümkündür. Fakat onun acıyla ilişkisi poetiktir ve bütün praksisi bu paralaksta biçimlenmiştir; mesiyanik çileci bir acı anlayışı ona çok uzaktır. Her ne kadar metne adamış olsa da yaşamını, yazdıklarında salgıladığı imgeler, onun içindeki ressamın metne musallat olan doğasıdır. Yaşamını anlattığı birinin herhangi bir anını, o ana anlamını veren duygusunu, düşüncesini, bedeninin aldığı formu, içinde belirdiği mekanı betimlerken oluşan resimsel durumu görmemek mümkün değildir. Tolstoy'da gördüklerini işiten ve Dostoyevski'de işittiğini gören Zweig, Shakespeare'de tenin dünyasını kat etmiştir.
Yayınevi | Librum Kitap |
Basım Yılı | 2015 |
Baskı | 1 |
ISBN | 9786056559914 |
Stefan Zweig'ın intihar etmeden kısa süre önce kaleme aldığı Satranç zulüm, saplantı, aklın gücü ve bu gücün yaratacağı kötülükleri ele alan ve yayımlandığından beri bütün dünyada büyük yankı uyandırmış bir klasik. Satranç tahtasının siyahı ve beyazı gibi iki kutbun ?iyiyle kötünün, kibarla kabanın, insanla makinenin, akılla deliliğin, cehaletle bilginin, açgözlülükle tamahkarlığın? arasında, kendi içimizde bitmeyen bir satranç maçına devam eden bizim hikayemiz... New York'tan Buenos Aires'e giden bir gemide yolcular arasında Dünya Satranç Şampiyonu Mirko Czentovic de bulunmaktadır. Kaba, vurdumduymaz, cahil, açgözlü bir insan olsa da Czentovic tam bir satranç dehasıdır. Gemidekiler kendisiyle maç yapmak isterler. Genç satranççı bu isteklerini geri çevirmez ve üst üste galip gelir, ta ki bir maç sırasında ağırbaşlı, çekingen bir yabancı ortaya çıkıp oyuna müdahale edinceye kadar. Bu yabancı uzun zamandır satranç tahtasına elini sürmediğini söylese de verdiği taktikler sayesinde maç berabere biter. Akif Kaynar'ın karakterlerin iç dünyasını yansıtan, öykünün önemli noktalarını canlandıran resimleri de Zweig'ın bu ölümsüz klasiğini bambaşka bir boyuta taşıyor.
Yayınevi | Kolektif Kitap |
Basım Yılı | 2015 |
Baskı | 1 |
Çeviren | Nilgün Tepeköy |
ISBN | 9786055029456 |
Yazarın ölümünden kısa süre önce tamamladığı Satranç'ın başkişisi Dr. B.'nin kaderi de Zvveig'ın kaderini andırır. Naziler tarafından tutuklanan Dr. B., diğer milyonlar gibi doğrudan bedensel ölüme veya işkenceye götürülmez, ama Gestapo'nun ihtiyaç duyduğu sırları versin diye eşi benzeri görülmemiş bir yöntemle günden güne zihinsel ölüme zorlanır. Belki de bu, işkencelerin en ağırıdır... Almanya'da kitapları yakılan, orada yaşama şansının kalmadığını anlayınca gittiği İngiltere'den de, "düşman yabancı" olarak görülüp tutuklanacağı korkusuyla ayrılmak zorunda kalan Zweig, Brezilya'da hayatına son verdi. Baskı ve zorbalığın ne olduğunu çok iyi bildiği için, Satranç'a, zorbalık karşısında titreyen milyonların psikolojik durumlarını, ruhsal çaresizlik ve çalkantılarını ustalıkla yedirmesini bilmiştir. Fakat bunu, klişelere düşmeden, gözyaşı edebiyatı yapmadan, son derece heyecanlı ve eğlenceli bir satranç karşılaşması hikâyesinin oluşturduğu çerçevenin içine yerleştirir. Satranç işte bu nedenle en çok okunan ve sevilen kitaplar arasında yer alır.
Yayınevi | Alfa Basım Yayım Dağıtım |
Basım Yılı | 2015 |
Baskı | 1 |
ISBN | 9786051711287 |
Modern Alman edebiyatının ölümsüz yazarı Stefan Zweig'ın Satranç'ı, İnsan zihninin dehlizlerine yapılan bir yolculuk. Somut ve soyut dünyalar arasındaki benzersiz geçişimiyle Satranç, insan ruhuna açılan bir kapı. Yayınlandığı günden bu yana dünya edebiyatının en çok okunan, en sevilen, üzerinde en çok konuşulan öykülerinden biri. Yeni çevirisiyle sunuyoruz
Yayınevi | Alakarga Yayınları |
Basım Yılı | 2015 |
Baskı | 3 |
Çeviren | Levent Bakaç |
ISBN | 9786058714946 |
Satranç sonsuz eski, ama aynı za-manda sonrasız yenidir; kuruluşu mekanik, ancak sadece hayalgücü ile etkilidir; geometrik açıdan sabit bir alanla sınırlı ol-makla birlikte kombinasyonlarında sınırsızdır, sürekli kendini geliştiren, ancak yine de verimsiz, hiçbir yere götürmeyen bir düşünme eylemidir; hiçbir şey hesaplamayan bir matematik, esersiz bir sanat, temelsiz bir mimaridir. Stefan Zweigın, 1942 yılında, Hitler iktidarından kaçarak sürgün hayatı yaşadığı Buenos Aireste yayımladığı Satranç adlı romanı, hem yazarın intiharından önce bıraktığı bir veda mektubu hem de doğrudan Nazizmi hedef aldığı tek kurmaca eseridir. New Yorktan Buenos Airese yapılan bir gemi yolculuğunda, dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic, kendisi için beklenmedik bir rakip olan Dr. B. ile karşılaşır. İsimsiz bir amatör olan bu gizemli rakibin satrançla tanışmasının olağanüstü bir hikâyesi vardır. Bir Nazi kurbanı olan Dr. B., o kara günlerde sadece satranç sayesinde ayakta kalabilmiştir. Hikâyenin diğer kahramanı Czentovic ise iletişim kurmakta zorlanan, yaşamında satranç dışında hiçbir şey olmayan, kazanmaya kurulu bir saat, soğuk, küstah, kuralcı, yüzeysel, kültürsüz, karacahil bir dahidir. Bu kısa anlatıda, Zweigın tüm izleklerini bulmak mümkün: dünün dünyasından bugünün dünyasına geçiş, marazi tutkular, sapkın zekâlar, felaketlerini yaşamları boyunca taşıyan bireyler, fazişm ve kaba şiddet karşısında Avrupanın ve dünyanın kaderi
Yayınevi | Everest Yayınları |
Basım Yılı | 2014 |
Baskı | 1 |
ISBN | 9786051415598 |
Satranç, Stefan Zweigin trajik ölümünden kısa süre önce ustalıkla kaleme aldığı son eseridir. Zweig, bu romanda iki farklı zamanda gerçekleşen iki farklı satranç maçını anlatır. Bu maçlardan biri Buenos Airese doğru yol alan bir gemide, dünya satranç şampiyonuna karşı yolcuların oynadığı gerçek bir satranç maçı, diğeri ise bu maça sonradan dahil olan gizemli yolcunun kendisine ve Nazi sorgucularına karşı oynadığı maçtır. Satranç metaforunu ustaca bir kurguyla harmanlar, gizemli oyuncunun dahil olduğu gerçek bir maçı yirminci yüzyılın eleştirisine dönüştürür Zweig. Psikolojik baskı altındaki insanın çaresizliğini, bunalımlarını ve her geçen anla birlikte benliğini biraz daha yitirişini etkileyici bir biçimde ortaya koyar. Zweig, son bir umutla gizemli oyuncunun maçı kazanmasını ister. Ancak yüzyılın getirdiği hiçlik duygusu, kaybolan uygarlık değerleri karşısında kazanmak mümkün müdür acaba? Tıpkı kendi trajik sonundan önce son bir umutla, başyapıtı Satranç ile yitip giden uygarlığın ardından yaşama tutunmayı deneyen Zweig gibi, bu gizemli oyuncunun da kazanma şansı yoktur ne yazık ki. Stefan Zweig, olağanüstü betimlemelerle insan bilincinin derinliklerine iniyor, kaybolmakta olan uygarlığın geride bıraktığı hiçliği sarsıcı bir biçimde okuyucunun benliğine işliyor. Satranç asla unutulmayacak, etkileyici bir başyapıt.
Yayınevi | Akılçelen Kitaplar |
Basım Yılı | 2014 |
Baskı | 1 |
ISBN | 9786055381561 |
New York'tan Buenos Aires'e giden bir yolcu gemisinde yolcular arasında bulunan bir milyoner, kendini beğenmiş dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic'e, ücret karşılığı bir parti satranç oynamayı önerir. İkisinin oyununu izleyen Avusturyalı Dr. B. oyun sırasında kendini tutamayıp onların oyununa karışınca, şampiyonla karşılaşması önerilir kendisine. Yıllar önce Gestapo tarafından bir otel odasına aylarca hüc-re hapsine kapatılan Dr. B., oyalanacak hiçbir şeyi olmadan, bu odada uzunca bir süre tek başına kalmıştır. Yalnızca sorgulama için bu odadan çıkartılan Dr. B. bir gün, rastlantı sonucu gizlice eline geçirdiği bir satranç kitabından bu oyunun bütün incelikle-rini öğrenir. Kitapta yer alan oyunları satranç tahtası olmadan kendi kafasında oynamaya başlar. Satranç hücrede sıkıntıdan çıldırmak üzere olan Dr. B'nin hayatını kurtarmıştır. Ancak zamanla ölü nokta dediği kitaptaki bütün oyunları ezbere öğrendikten sonra, beyin hummasına yakalanır. Serbest kalıp tedavi olduktan sonra bir daha satranç oynamaz. Ta ki, o güne kadar Stefan Zweig'ın Brezilya'da sürgündeyken yazdığı ve Şubat 1942'deki intiharından birkaç ay önce tamamladığı Satranç'ta psikoloji alanındaki birikimini ustalıkla kullanmıştır. Dr. B'nin ruhsal gelgitlerini nefes kesen bir yoğunlukla okuyucuya aktarabilmeyi başarmıştır.
Yayınevi | Tutku Yayınevi |
Basım Yılı | 2013 |
Baskı | 1 |
ISBN | 9786054756667 |
Mirko Czentovic, dünyaca ünlü satranç şampiyonudur ve iyi kalpli bir papaz tarafından tarafından yetiştirilmiştir. Çocukluğunda çok sessiz, üşengeç ve tembel olan Mirko tek bir şeyde çok iyidir: satranç. Bu oyuna mzel bir yeteneği vardır ve bu yeteneğini kullanarak Dünya Satranç Şampiyonu olmuştur. Doktor B., Avusturyalı bir göçmendir ve gençliğinde Naziler tarafından esir olarak tutulmuştur. Bu zor döneminde hayata tutunabilmesini tek bir şeye borçludur: satranç. Fakat daha sonra geçirdiği bir rahatsızlık nedeniyle bir daha asla satranç oynamamaya karar vermiştir. Czentovic ve Doktor B.'nin yolları, New York'tan Buenos Aires'e giden büyük yolcu gemisinde kesişir. Genideki diğer yolcular satranç partisi düzenlemektedir. Czentovic ve Doktor B. birbirlerine rakip olurlar ve yolculuğu ilginç kılacak, herkesin nefesini kesecek bir satranç düellosu başlar.
Yayınevi | Nemesis Kitap |
Basım Yılı | 2013 |
Baskı | 1 |
Çeviren | Yener Yenici |
ISBN | 9786055092313 |
Bir yolcu gemisinde yolları kesişen iki farklı zihnin düellosunu anlatır Satranç. Kendini beğenmiş dünya satranç şampiyonu Czentovici alt etmeyi aklına koymuş bir grup mucize kişi Dr.Bnin verdiği taktiklerle yenilmekten son anda kurtulmuştur. Babasının ölümünden sonra bir rahip tarafından yetiştirilen Czentovicin gelişmemiş zekasına rağmen tek bir yeteneği vardır satranç Dr. B ise Nazi döneminde esir düşmüş Avusturyalı bir göçmendir. Uygulanan psikolojik işkencelerden kurtulmak için çareler ararken şans eseri bulduğu bir satranç kitabına tüm benliğini teslim etmiştir. Bir odada tek başına akıl almaz yöntemlerle satrançta ustalaşmış ve bunun neticesinde akıl sağlığını yitirmiştir. Gemide gerçek bir oyuncu ile yıllardan sonra ilk kez oynayacaktır. Bu onun oynayacağı son satrançtır. Stefan Zweig intiharından kısa bir süre önce kaleme aldığı Satrançta psikoloji alanındaki birikimini ustalıkla kullanmıştır. Dr.Bnin ruhsal gelgitlerini nefes kesen bir yoğunlukla okuyucuya aktarabilmeyi başarmıştır.
Yayınevi | Avrupa Yakası Yayınları |
Basım Yılı | 2013 |
Baskı | 1 |
Çeviren | Kübra Yıldırım |
ISBN | 9789944979986 |
Satranç daima kendini geliştiren ama kısır, hiçbir sonuca varmayan bir düşünüş tarzı, hiçbir şey hesap etmeyen bir matematik, eserleri olmayan sanat, materyalden mahrum bir mimari ve buna rağmen varlığının tüm kitaplardan ve eserlerden daha kalıcı olduğu ispatlanmış, bütün milletlere ve zamanlara ait, hangi Tanrının can sıkıntısı gidermek, duyuları keskinleştirmek, aklı zorlamak amacıyla yeryüzüne gönderdiğini hiç kimsenin bilmediği tek oyun değil mi? Stefan Zweig, Santraçta New Yorktan Buenos Airese giden bir yolcu gemisinde dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic ile Nazi döneminde esir düşen Avusturyalı Dr. Bnin şampiyona maçı için bir araya gelmelerini konu alır. Esir kaldığı süre boyunca tesadüfen ele geçirdiği bir kitapla satranç sanatının tüm inceliklerine hâkim olan Dr. Bnin oyun süresince uyguladığı stratejiler umduğu gibi gitmez. Kitaplarında psikolojik çıkmazları etkili bir şekilde işleyen Zweig, Satranç kitabında Dr. B karakteriyle deliliğin sınırlarında gezinmekte olan insan psikolojisini tüm ayrıntılarıyla ele almaktadır. Hapsedildiği hücresinde tüm sınırlamalara karşı üstün bir direnç gösteren Dr. B, insanın en mutsuz anlarında bile bir şekilde hayata tutunmak için nasıl bir savunma mekanizması geliştirdiğinin canlı örneği olarak karşımıza çıkar. Satranç, ruhsal gelgitlerin yanı sıra dönemin bir karşılaştırmasını da yapar; Mirko Czentonvic ile Dr. B değişim içindeki bir toplumda bulunan iki zıt karakteri temsil eder. 1942 yılında, intiharından birkaç ay önce tamamladığı son kitap olan Satranç, Zweigın dünya edebiyatına armağan ettiği, etkileyici, bir solukta okunan kısa ama müthiş bir öykü...
Yayınevi | Sayfa6 Yayınları |
Basım Yılı | 2012 |
Baskı | 1 |
ISBN | 9789751032287 |
New Yorktan Buenos Airese giden bir yolcu gemisinde yolcular arasında bulunan bir milyoner, dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovice, ücret karşılığı bir parti satranç oynamayı önerir. İkisinin oyununu izleyen Avusturyalı Dr. B. oyun sırasında kendini tutamayıp onların oyununa karışınca, şampiyonla karşılaşması önerilir kendisine. Gestapo tarafından bir otel odasına kapatılan, oyalanacak hiçbir şeyi olmadan, bu odada uzunca bir süre tek başına kalan, yalnızca sorgulama için bu odadan çıkartılan Dr. B. bir gün, rastlantı sonucu gizlice eline geçirdiği bir satranç kitabından bu oyunun bütün inceliklerini öğrenmiştir. Satranç tahtası ve taşları yoktur, ancak, önce ekmek içinden yaptığı satranç taşlarıyla sonra da tümüyle belleğinde oynayarak kurumsal bir satranç ustası olup çıkar. Ancak bu tutkusu yüzünden ruhsal gelgitler yaşamaya başlar. Tedavi olup serbest bırakılır. Yirmi yıldır eline bir kere bile satranç taşı almamış olmasına rağmen Dr. B. gemideki satranç şampiyonunu insanların hayret dolu bakışları altında mağlup eder. Bu cesaretle oyunun rövanşını oynamak ister fakat netice hüsranla sonuçlanır. Stefan Zweig, Satrançta akıllılık ve delilik arasındaki gelgitleri çok iyi kurgulamış olduğunu bize hissettirir. Ustalıkla kurgulanmış bu kısa ve sürükleyici uzun öyküyü bir solukta okuyacaksınız.
Yayınevi | Pupa Yayınları |
Basım Yılı | 2012 |
Baskı | 1 |
Çeviren | Banu Erca |
ISBN | 9786055765910 |
Zweig yazdığı bu veda yapıtıyla bizi kralların oyunu satranca davet eder. Hikâye, bir yolcu gemisinde dünya satranç şampiyonu ile bu oyunu öğrenmek zorunda kalmış iki kişinin soluksuz izlenen karşılaşmasına yer verir. Köyde geçen çocukluğu, etrafını algılama biçimi sıradışı ve takıntılarla dolu olan şampiyon MirkoCzentovic mesleğinde kendisine son derece güvenen usta ve mağrur bir adamdır, ancak satrançtaki hünerinin aksine yaşamın tüm diğer alanlarında sınırları olan biridir. Diğer kahraman, satrançta pek bir iddiası olmayan entelektüel yahudi Dr. B.'dir. Yazgısı ona umulmadık bir sürpriz hazırlar. Genç avukat bir anda Czentovic'in karşısında bulur kendini. Bir zamanlar Gestaponun etrafına ördüğü hiçlik duvarı sayesinde ve tamamen yalıtılmış bir ortamda öğrendiği bu hamleler sanatı, bir dünya şampiyonunun kendini beğenmişliğini yıkmaya yetecektir. Zweig'ın çizdiği karakterler tutku doludur. Rastlantılara gebe, yüzeyde akıp giden olayların derinliğinde sıradışı bir irade ve psikoloji yatmaktadır. Akıl ile delilik, özgürlük ile baskı arasındaki gerilimin son noktaya ulaştığı bu novellada yaşamın her adımda kendini onaylayarak ilerlediğini görüyoruz. Nefes alınamayacak bir ortamda, fanusun içinde bile KİTAP'lar sayesinde hâlâ kurtuluş ümidi vardır. Satranç aynı zamanda bir bilim, bir sanat değil mi, Muhammed'in yeryüzü ile gökyüzü arasındaki tabutu gibi bu kategorilerde gidip gelmiyor mu, zıtlıklardan oluşan tüm çiftlerin bir defalık birleşimi değil mi; satranç çok eski, ama aynı zamanda sonsuzca yenidir, kuruluşu mekanik ancak sadece hayal gücü ile etkilidir; geometrik açıdan sabit bir alanla sınırlı olmakla birlikte kombinasyonlarında sınırsızdır, sürekli kendini geliştiren ancak yine de verimsiz, hiçbir yere götürmeyen bir düşüncedir, hiçbir şey hesaplamayan bir matematik, eseri olmayan bir sanat, temeli olmayan bir mimaridir ancak yine de oluşuyla, varlığıyla tüm kitaplardan ve eserlerden daha kalıcı olduğu kanıtlanmıştır; tüm halklara ve tüm zamanlara ait ve can sıkıntısını öldürmek, duyuları bileylemek, ruhu rahatlatmak için hangi Tanrının yeryüzüne getirdiğini kimsenin bilmediği yegâne oyundur.
Yayınevi | Doğu Batı Yayınları |
Basım Yılı | 2012 |
Baskı | 1 |
Çeviren | Gülperi Sert |
ISBN | 9789758717873 |
Stefan Zweig ; Almanca aslından çeviren Ayça Sabuncuoğlu Sabuncuoğlu, Ayça Özgün eseradı: Schachnovelle
Yayınevi | Can Yayınları |
Basım Yılı | 1997 |
ISBN | 9755103554 |