#718210300035 Kitap Din ve Teoloji İslamiyet Tefsir

Dokuzuncu Söz'ün Şerhi

Kitap Din ve Teoloji İslamiyet Tefsir
#718210300035

Dokuzuncu Söz'ün Şerhi

Durumu
Yeni
Kargo
Alıcı Öder
Fiyat
% 10
99,00 TL
110,00 TL
Adet
Stokta 35 adet var.
Sepete Ekle
Yayınevi
Semendel Yayınları
Basım Yılı
2015
ISBN
978-605-4285-27-3
Basım Yeri
İstanbul
Sayfa Sayısı
283
Cilt Durumu
KARTON KAPAKLI
Dil
Türkçe
Boyutlar
Genişlik: 13.50
Uzunluk: 19.50 cm
52 alışverişte başarı oranı % 100.
500 TL ve üzerinde kargo ücretsiz

Eser Bilgisi

283 sayfa, şamua kâğıt, 13,5 x 19,5 cm ebadında, yaldızlı karton kapak. ISBN: 978-605-4285-27-3 (Tahşiye Yayınları) Bediüzzaman Said Nursî / Şârih: Muhammed Doğan Günün yirmi dört saatinde muayyen aralıklarla kıldığımız beş vakit namazın, nasıl harika bir tekâmül kaynağı olduğu izah ediliyor. Ma‘nâ ve esrâr, ulûm ve hakáik cihetiyle Risâle-i Nûr’un en câmi‘ eserlerinden birisi olarak kabul edilen “Dokuzuncu Söz”ün Şerhi’nde, namazın bütün ibadetleri içinde barındıran bir fihriste olduğu anlatılıyor. Zamân i‘tibâriyle bütün álemin hakíkatini hall ve keşf eden eserde; beş vakit namazın, kâinatın yaratılışından haşrin son safhasına kadarki zaman dilimlerini bir arada görmeyi sağladığı da kaydediliyor. بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ وَ الصَّلَاةُ وَ السَّلَامُ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلٰى اٰ لِهِ وَ صَحْبِهِ اَجْمَع۪ينَ Evvelâ: Nev-ı beşeri, şecere-i hılkatin en câmi‘ ve en kıymetdâr bir meyvesi olarak halk eden; onu Kendisine en şuúrlu ve küllî bir muhátab kabûl eden; rubûbiyyet-i mutlakasına karşı namâz gibi bir ubûdiyyet-i külliyye ile mukábele edecek bir vazífe-i fıtrat için onu bu áleme gönderen; Kur’ân gibi bir Fermân-ı Ahkem ve Resûl-i Ekrem (asm) gibi bir Üstâd-ı Küll’ün irşâd ve ta‘lîmi ile onu insâniyyetin evc-i kemâlâtına urûc ettiren Rabb-i Rahîm’imize hadsiz hamd ü senâ olsun. Nev-ı beşerin, belki kâinâtın medâr-ı fahri olan Hazret-i Muhammed (asm)’a ve onun âl ve ashâbına nihâyetsiz salât ü selâm olsun. Sâniyen: Şerh ve îzáhına inâyet-i Rahmân ile muvaffak olduğumuz şu “Dokuzuncu Söz”, ma‘nâ ve esrâr, ulûm ve hakáik cihetiyle Risâle-i Nûr’un en câmi‘ eserlerinden birisidir. Hem bu eser, evvel-i hılkat-i álemden tâ kıyâmete, tâ haşrin son safhasına kadar olan zamân mefhûmunun, yirmi dört sâat denilen bir zamân dilimi içinde dâhıl olduğunu; ta‘bîr-i diğerle yirmi dört sâatten ibâret olan bir günün, bütün zamânların hulâsası olduğunu beyân eden; dolayısıyla zamân i‘tibâriyle bütün álemin hakíkatini hall ve keşf eden ve bunu, hem naklî, hem de aklî delîllerle îzáh ve isbât eden bir şâh-eserdir. Sâlisen: Şerh ve îzáh ettiğimiz “Dokuzuncu Söz”, namâzın beş vakte hikmet-i tahsísini, beş nükte içinde öyle bir súrette îzáh ve isbât etmiştir ki; akl-ı beşer, bu isbât karşısında hayrân olur, áciz kalır. Zamânın hakíkatini çözmeyen; zamânın fevkıne çıkmayan; evkát-ı salâtta tecellî eden celâlli, cemâlli ve kemâlli esmânın tecelliyyâtına mazhar olmayan; Mi‘râc-ı Ekber’in gölgesinde namâz vâsıtasıyla urûc ederek Álem-i İmkân ve Álem-i Vücûb’u akıl ve kalb ile keşf etmeyen ve namâz merdiveniyle huzúr-i İlâhiyye terakkí edip tecelliyyât-ı Zâtiyye ile müşerref olmayan bir zât, elbette bu gáyet esrârlı, derin ve dakík hakáikı ilmen îzáh ve isbât edemez. İşte, Müellif-i Muhterem (ra), bütün bu merâtib ve makámâttan geçerek, keşfen gördüğünü ilmen isbât etmek súretiyle bu câmi‘ eserini kaleme almıştır. Râbian: Müellif (ra), bu eserini, “Beş Nükte”de ele almıştır. Şimdi o nüktelerin muhteviyyâtını kısaca hulâsa edeceğiz: Birinci Nükte’de; namâzın ma‘nâsını gáyet vecîz bir ifâde ile ta‘rîf etmiştir. İkinci Nükte’de; ibâdetin ma‘nâsı; abdin mâhiyyeti; abd için ibâdetin lüzûmu; mâhiyyeti acz, fakr, naks ve kusúrla yoğrulmuş olan insânın, ibâdet ve namâz vâsıtasıyla tecelliyyât-ı celâliyye, cemâliyye ve kemâliyyeye mazhar olduğunu; mâhiyyetinde derc edilen bütün âlât ve cihâzâtın, bütün havâs ve letáifin, ibâdet, bâ-husús namâz ile inkişâf ettiğini; her birinin terakkí ederek evc-i kemâlâta çıktığını; böylece insân-ı kâmil ismine lâyık bir makám ihrâz ettiğini; şâyet kábiliyyet ve liyâkat varsa, daha fazla terakkí edip netîcede tecelliyyât-ı Zâtiyye’ye nâil olacağını îzáh ve ifâde buyurmuştur. Üçüncü Nükte’de; insânın maddeten ve ma‘nen şu kâinâtın misâl-i musağğarı olduğunu; Fâtiha-i Şerîfe’nin, şu Kur’ân-ı Azímü’ş-şân’ın bir timsâl-i münevveri olduğunu; namâzın dahi bütün ibâdâtın envâını şâmil ve bütün mahlûkátın aksâm-ı ibâdâtını câmi‘ bir fihriste-i nûrâniyye ve bir harîta-i kudsiyye olduğunu gáyet vecîz bir ifâde ile beyân buyurmuştur. Bu “Üçüncü Nükte”, ádetâ bütün ulûm ve fünûnun bir hulâsası hükmünde dakík ve esrârlı bir ders-i Kur’ânîdir. Dördüncü ve Beşinci Nükte’lerde; zamân i‘tibâriyle bir günün; gün, sene, tabakát-ı ömr-i insân, edvâr-ı ömr-i álem i‘tibâriyle nasıl bütün zamânların bir hulâsası olduğunu gáyet ehemmiyyetli bir temsîl ile tavzíh ediyor. Hem şu ser-gerdân küre-i Arz’da tavattun eden insân, mâhiyyeti i‘tibâriyle gáyet derecede acz, fakr, naks ve kusúrla yoğrulmuş; nihâyetsiz teessürât ve elemlere ma‘rûz ve hadsiz telezzüzât ve emellere meftûn bir vaz‘ıyyette olduğu hâlde, akıl, kalb ve rûh gibi yüksek havâs ve letáif, ona gáyet yüksek maksadları ve bâkí meyveleri gösteriyor. Hâlbuki, dâr-ı imtihân olan şu fânî álem ise; onun hîç bir makásıd ve metálibini te‘mîn edebileceği bir mahal olmadığına; mütemâdiyyen gelenlerin gitmesi, gençlerin ihtiyârlaşması, umûm mevcûdâtta hüküm-fermâ olan zevâl ve firâkın hâkim olması şehâdet eder. İşte bu mâhiyyette yaratılan insân, şu vaz‘ıyyette halk edilen bir meskende, her gün binlerce keşmekeş ve elemlerin, derd ve sıkıntıların hâkim olduğu bir álemde; elbette ve elbette bir teneffüs, bir râhatlık, bir ma‘nevî huzúr temennî ve tazarru‘ edecektir. Bu ise, ancak kalb ve rûhun nûr ve ma‘rifeti, sürûr ve saádeti, zevk ve lezzeti olan namâz ve ibâdetle mümkündür ve bununla ancak o yüksek arzûlara ulaşılabilir. Demek, bu ma‘nâda kulun hakíkí vazífesi, bu “Dokuzuncu Söz”de îzáh edildiği gibi bir namâz kılmaktır. Cenâb-ı Hak, bu eserden hakkıyla istifâde etmeyi ve böyle bir namâzı kılmayı bizlere nasíb ve müyesser buyursun. Bu eserimizi, fütûhât-ı İslâmiyyeye vesîle kılsın. Âmîn.

Dokuzuncu Söz'ün Şerhi, Muhammed Doğan (Molla Muhammed el-Kersî) tarafından kaleme alınmıştır. Kitap 2015 yılında Semendel Yayınları tarafından [İstanbul] 978-605-4285-27-3 ISBN kodu ile yayınlanmıştır. 283 sayfadır. Dokuzuncu Söz'ün Şerhi adlı eser Türkçe dilindedir.

Kitap, 13,5 cm genişliğinde 19,5 cm yüksekliğindedir.

Kitap KARTON KAPAKLI cilt bilgisi ile 4 yıl önce eklenmiştir.

Dokuzuncu Söz'ün Şerhi adlı eser, Kitap > Din ve Teoloji > İslamiyet > Tefsir kategorisinde Yeni olarak satıştadır.

Kondisyon: Yeni

Ürün kondisyonları ürün açıklamalarında belirtildiği ve/veya ürün fotoğraflarında görüldüğü gibidir. Açıklamada yer alan veya fotoğrafta görülen üründen farklı nitelikte bir ürün gönderilmesi halinde siparişin iadesi/iptali kitantik.com güvencesi ile sağlanabilmektedir.

Kargo Ödeme Durumu
Alıcı Öder

Ürün Semendel Yayınları tarafından, PTT, Yurtiçi, Aras, hepsiJET veya KolayGelsin (Sendeo) Kargoyla gönderilecektir. Kargo ücreti 120.00 TL dir ve sipariş anında ödenir. Aynı mağazadan veya ortak kargo anlaşmalı mağazalardan bu ürünle birlikte alacağınız diğer ürünler için ek kargo ücreti ödemezsiniz.

Semendel Yayınları - Mağaza Hakkında

Tahşiye Yayınları, Rahle Yayınları ve Cihangirân Yayınları markalarını bünyesinde bulunduran BMB Yayıncılık Limited Şirketi ile; sonradan “Semendel Yayınları” markasını kullanarak kitap neşriyatına başlayan Semendel Yayıncılık Anonim Şirketi’nin başlangıcı 29 Mart 2003 tarihine dayanır. Başlangıçta Mustafa Kaplan adına tescil edilerek “anonim şirket” statüsünde kurulan müessesemiz, diğer kurucular Bünyamin Ateş ve Burhan Bozgeyik’in isimlerindeki baş harfler kullanılmak suretiyle “BMB Yayın, Kâğıt, Turizm, Pazarlama, Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi” adıyla yayıncılık faaliyyetine başladı. 

Nisan 2003’te “Kader Risalesi ve Şerhi”, Mayıs 2003’te “el-Cihâd”, Haziran 2003’te “Münâzarât ve Şerhi” adlı kitapları “Tahşiye Yayınları” markası ile yayınlayan şirketimiz, 1 Haziran 2004 tarihine kadar yoğun bir şekilde yeni kitapların hazırlığını yaptı. Bu tarihten itibaren dört ortaklı “limited şirket” statüsüne geçen BMB, üç ayda “Ene Risalesi ve Şerhi”, “Zerre Risalesi ve Şerhi”, “Hüve Nüktesi ve Şerhi” ile “Rumûzu’l-Kur’an-1”i yayınlamayı başardı. İlerleyen aylar ve yıllarda da diğer kitâblar peş peşe istifâdeye sunuldu. 

Semendel, Risâle-i Nûr'un hizmetinde! 

Risâle-i Nûr eserlerinin şerh ve izah edilerek yayınlanması hizmeti, 2016 yılının Şubat ayında yeni bir boyut kazandı. 12 Şubat 2016 tarihinde kurulan Semendel Yayıncılık Limited Şirketi (sonradan anonim şirkete dönüştürüldü), “İkinci Şuá‘ın Şerhi” adlı kitabı ile yayıncılar kervanına katıldı. “Semendel Yayınları” markasını taşıyan kitab, Molla Muhammed el-Mûşî el-Kersî tarafından kaleme alındı. 

29 Mart 2003 tarihinde Tahşiye Yayınları ile başlayan Risale-i Nur eserlerinin şerh ve izahı, aradan geçen 13 sene içinde büyük ilgiye mazhar oldu. Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin te’lif ettiği Risale-i Nur Külliyatındaki harika ma’nalar, “edille-i şer’ıyye” denilen kitab, sünnet, icma-ı ümmet ve kıyas-ı fukaha ile delillendirilerek izah edilince, ortaya muhteşem bir hizmet metodu çıktı. Müteakib günlerde ve yıllarda Rahle Yayınları ile Cihangiran Yayınları’nı da yanına alan Tahşiye Yayınları, altmıştan fazla eseri kitap dünyasına kazandırdı. 

Kendilerini Risale-i Nur camiasına mensub sayanlar tarafından sıkça tartışılan, eserleri doğru/yanlış anlama ve mucibince hareket etme konusu, bu şerh-izah tarzı ile daha sağlam bir temele oturdu. “İman ve Kur’an hizmeti”, “Üstâdın meslek ve meşrebi”, “Risale-i Nur yoluyla İslâm’a hizmet” gibi çeşitli tabirler ve terimler altında yürütülen çalışmalar, Kur’an ve sünnet eksenine göre yeniden değerlendirmeye tabi tutuldu. Aydınlık bir ufuk açan Tahşiye, Rahle ve Cihangiran Yayınlarının eserleri, Risale-i Nur ile uygulayıcıları arasında bocalayan pek çok samimî mü’minin gönlünü ferahlattı. 

Şimdi yeni bir döneme girdik. Risale-i Nur’u şerh ve izah eden eserler, artık Semendel Yayınları tarafından istifadeye sunuluyor. 13 yıllık müktesebata sahip Tahşiye, Rahle ve Cihangiran Yayınlarının kitaplarını Semendel Yayınları devraldı. 

Fâsid te'vîller ve bâtıl inançlardan kurtuluş 

Tábiín ve Tebe-i Tábiínden sonra, müctehidler zamânında, edille-i şer‘ıyye, ya‘nî şerîatın, dînin kaynakları dört olarak tesbît olunmuştur. Bunlar kitâb (Kur’ân-ı Azímü’ş-şân), sünnet, icmâ-ı ümmet ve kıyâs-ı fukahâdır. İşte biz Semendel Yayınları olarak, neşr ettiğimiz eserlerde bu dört delîli esâs almaktayız. Semendel Yayınları, Peygamber Efendimizin (sav) teblîğine sım sıkı sarılan sahâbe-i kirâmın yürüdüğü câdde-yi kübrâ-yi Kur’âniyyede yürümeye ve bu istikámetten ta‘vîz vermemeye karârlıdır. 

Yayın dünyâsında; güvenilir, izzetli, davâsından ta‘vîz vermeyen bir kuruluş olarak yer edinmek hedefimizdir. Cenab-ı Hak'tan bizi utandırmamasını, mahcûb etmemesini, rızásına uygun hizmetlerde bulunmayı nasíb buyurmasını niyâz ederiz.  

Yayınladığımız eserler, Kur’ân-ı Azímü’ş-şân’ın bütün emirlerine imtisâlen; müsteşrik ve masonlar tarafından Álem-i İslâm içine atılan; kitâb, sünnet, icmâ-ı ümmet ve kıyâs-ı fukahâya muhálif fâsid te’vîller ve bâtıl inançlardan müslümânları kurtarmak için hakkı izhâr ve teblîğ sadedinde kaleme alınmıştır. 

Ayrıca neşriyâtımız, şer odaklarının en büyük arzusu olan dâhılî bir ifsâddan Müslümânları muhâfaza etmek için, edille-i şer‘ıyye dâiresinde bilgilenmelerini sağlama gáyesini taşımaktadır. Rabb-i Kerîm'imiz, cümlemizi hak olan sırât-ı müstekímden ayırmasın. Âmîn. 

Sa‘y ü gayret bizden, tevfîk Cenâb-ı Hak’tandır.

Ürünün diğer satışları aranıyor..

Mağaza Yorumları

İşleniyor