#5252302000167 Kitap Tarih Siyasi Tarih

HEYET-İ NASIHA (ANADOLU VE RUMELİ NASİHAT HEYETLERİ) (YENİ)

Kitap Tarih Siyasi Tarih
#5252302000167

HEYET-İ NASIHA (ANADOLU VE RUMELİ NASİHAT HEYETLERİ) (YENİ)

Ürünün diğer satışları aranıyor..

Eser Bilgisi

Başlarında iki şehzadenin, üyelerinin arasında Rum ve Ermenilerin de bulunduğu heyetler kurarak Anadolu ve Trakya’ya gönderme fikrinin sahibi Sultan Vahidettin’dir. Sadrazam Damat Ferid Paşa tarafından benimsenip İngilizlerin de oluru alınarak kurulan Anadolu ve Rumeli Nasihat Heyetleri’nin görünüşteki amaçları, devleti oluşturan Türk, Rum, Ermeni ve diğer unsurlar arasında dostluk, sevgi ve dayanışma meydana getirerek iyi geçinmelerini temin etmektir. Bu yaklaşıma göre, topluluklar arasında son yıllarda yaşanan çeşitli sorunların sorumlusu iş başındaki hükümet değildir. Bütün sorumluluk ittihatçılarındır. Sultan ve Sadrâzam yaşanan olumsuzlukların tek sorumlusu olarak ittihatçıları göstermekle; başta İngiltere olmak üzere İtilaf Devletleri’ni ve Avrupa kamuoyunu, kendilerinin suçsuz oldukları yönünde etkilemeye çalıştılar. Öte yandan, Paris’te müzakereleri devam etmekte olan barış konferansına da, Osmanlı hükümetinin, bütün unsurlara eşit davrandığı ve devletin, hepsinin ortak devleti olduğu ve eskisi gibi birlikte yaşanacağı mesajını vermek istediler. Sultan Vahidettin ve Sadrâzam Damat Ferid Paşa’nın nasihat heyetleri kurmalarında asıl amaçları siyasidir. İttihatçıların iktidarında geri planda kalan Saray, Vahidettin’in meclisi de kapatmasıyla siyaset sahnesinde etkili bir aktör haline gelmek istedi. Damat Ferid Paşa’nın Hürriyet ve İtilaf Fırkası hükümeti de Saray’ın yeni rolü doğrultusunda hareket ederek Anadolu’da ortaya çıkmakta olan hükümetin kontrolü dışındaki oluşumları etkisiz kılmayı hedefledi. Saray ve hükümet, başlarında hanedana mensup şehzadelerle Türklerin, Ermeni ve Rum üyelerle gayrimüslimlerin devlete bağlılığını sağlamak istediler. Nasihat heyetleri ile iç kamuoyuna verilmek istenen mesaj açıktır: Devleti oluşturan bütün topluluklar eşittir; aralarında var olan dostluk, dayanışma ve iyi geçinme, ittihatçıların yanlış siyasetleriyle bozulmuştur. İş başmdaki hükümet bu yanlışı düzeltmek için çalışmaktadır. Halktan beklenen, siyaset sahnesine yer alma çabasındaki ''İttihatçı artığı” hareketlere itibar etmemesi ve destek vermemesidir. Bu kısa izah bile nasihat heyetlerinin bir algı siyaseti olduğunu görmeye yeterlidir. Heyetlerin kuruluşunu, Memleket gazetesinin ifadesiyle “Emel-i halisane” olarak kabul etsek bile, reel politiğe cevap vermekten uzak, romantik ve sonuç olarak bakınca başarısız bir girişimdir. Sanıldı ki birkaç Rum ve Ermeni üyenin olduğu heyetlerin nasihatiyle Rumları ve Ermenileri “yeniden” sadık vatandaşlar haline getirmek mümkün olacaktır. Oysa resmi çevrelerin protokol işleri bir yana bırakılırsa, özellikle Rumların, heyetlere ilgi göstermediği resmi belgelere de yansıdı. Geç de olsa anlaşıldı ki, hangi imtiyazlar verilirse verilsin bu toplulukları devlette tutmak mümkün değildir. Zamamında büyük umutlar bağlanan nasihat heyetleri, daha sonraları, başarısız olmaya mahkûm benzer başka çabalara ilham kaynağı olsa da, yakın dönem Türk tarihinin olumsuz örneklerinden biri olarak hatırlanmaktadır.

İşleniyor