Eser Bilgisi
206 sayfa, şamua kâğıt, 13,5 x 19,5 cm ebadında, yaldızlı karton kapak. ISBN: 978-605-4285-17-4 (Tahşiye Yayınları) Musahhih ve Nâşir: Muhammed Doğan Hulûsí Yahyâgil’in hazırlayıp vazife yaptığı beldelerde okuttuğu 28 adet hutbe yer alıyor. Bazı münacâtlar ile Cevşenü’l-Kebîr’in 16 ukdesinin meali bulunan kitapta, Hacı Hulûsí Beyin Kur’ân-ı Kerîm’den tesbit ettiği dualar da okuyucuların istifadesine sunuluyor. بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ وَ الصَّلاَةُ وَ السَّلاَمُ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلٰى اٰ لِهِ وَ صَحْبِهِ اَجْمَع۪ينَ Cenâb-ı Hak ve Feyyâz-ı Mutlak Hazretleri, hayırlı işlerle meşgúl olanların muín ve muhâfızıdır. Bu meyânda dürûs-i îmâniyye ve Kur’âniyye ile meşgúl etmek súretiyle bizleri hıfz ve inâyetine mazhar eden Rabb’imize hadsiz şükürler olsun. Îmân ve ilimde, amel-i sálih ve takvâda biz ümmetine hakíkí ma‘nâda mürşidlik ve rehberlik vazífesini yapan Habîb-i Ekrem (asm)’ına da nihâyetsiz salât ü selâm olsun. Bizler, -lillâhi’l-hamd- Nûr’un birinci talebesi olan Seyyid İbrâhîm Hulûsí YAHYÂGİL’e áid ba‘zı yazı ve mektûbları, “Mektûbât-ı Hulûsıyye” adlı eserimizde neşrettikten sonra, bu def‘a da o zâta áid hutbe, münâcât ve şiirleri, “Hıtábât ve Münâcât-ı Hulûsıyye” adlı bu eserimizde derleyip siz kıymetli kardeşlerimizin istifâdelerine arz etmeği münâsib gördük. Hakíkate geçmiş ve hakíkatteki hakíkí zevkı bulmuş olan bu zât-ı nûrânî, Risâle-i Nûr’un hakíkatlerini her sâhada neşretmek husúsunda büyük bir sa‘y ü gayret göstermiştir. Üstâd Bediüzzamân (ra) Hazretleri, onun bu gayretini şu vecîz cümlesiyle şöyle ifâde etmiştir: “Ben, onu dâimâ kalem elinde, Risâle-i Nûr’un işi başında biliyorum.” Hacı Hulûsí Bey merhûmun bu neşir husúsundaki gayretlerinden birisi de, Risâle-i Nûr Külliyyâtından hulâsa ederek yazmış olduğu hutbeleridir. Bu hutbeleri, vazífeli olduğu memleketlerde, bâ-husús Kars’ta bulunan imâm-hatíblere vermek súretiyle okutmuştur. Bu hutbeler, Üstâd Bediüzzamân Hazretleri’nin ifâdesiyle, Şimâl’den gelen büyük bir tehlikeye karşı ma‘nevî bir sed vazífesi görmüştür. Bu hutbeleri okuduğumuz zamân, şu kanâate varmak mümkündür: Birincisi: O zât, Risâle-i Nûr hakíkatleriyle mezcolmuştur. İkincisi: O zât, Risâle-i Nûr’un Müellif-i Muhtereminde fânî olmuştur. Üçüncüsü: O zât, gáye-i hayâtını Risâle-i Nûr’u neşretmek ve muhtâc olanlara o hakíkatleri anlatmaktan ibâret bilir. Üstâd’ına yazdığı bir mektûbunda bu hakíkati şöyle ifâde etmiştir: “Sevgili Üstâdım! “Evvelce arz ettiğim vechîle ben artık bir şey için yaşadığımı zannediyorum. O da, Üstâdım olan Dellâl-ı Kur’ân’ın vazífe-i me’mûre-i ma‘neviyyesini îfâda kendilerine pek cüz’î bir yardım ve Kur’ân hesâbına cüz’î bir hizmetkârlıktan ibârettir.” Dördüncüsü: O zât, Risâle-i Nûr’un tarz-ı ifâdelerini muhâfaza edip hemen hemen aynısını hulâsa etmek súretiyle biraz daha kolay bir üslubla dinleyicilere aktarmıştır. Beşincisi: O zât, Risâle-i Nûr’a kemâl-i ihlâs, kemâl-i metânet ve kemâl-i sadâkatla bağlı kalmış, istikámeti muhâfaza etmiş, pek çok tazyîkáta ma‘rûz kalmasına rağmen Risâle-i Nûr Mesleğinden aslâ ta‘vîz vermemiş ve sarsılmamıştır. Böylece, Risâle-i Nûr’un Müellif-i Muhtereminin meşrebi olan “Hakíkat Mesleği”nde sâbitu’l-kadem etmiştir. Üstâd Bediüzzamân (ra) Hazretleri, bu konuda şöyle buyurmuştur: “Elhâk o kardeşimiz, dâimâ fevka’l-áde sadâkatını ve nûrlara kuvvetli alâkasını muhâfaza ediyor.” Kezâ o zât’ın münâcâtları; ulvî bir hakíkat, fıtrî bir niyâz ve tazarru‘, ciddî ve samîmî bir arz-ı hâl, küllî ve umûmî bir duá, çoğu me’sûr lafızlarla yapılan bir münâcât olduğunu, her kalb-i selîm sáhibi okuduğu zamân kabûl eder. Evet, ferdî ve umûmî, áilevî ve ictimâí, dünyevî ve uhrevî dert ve sıkıntıları, belâ ve musíbetleri ve bunlardan kurtulmak çârelerini ihtivâ eden bu münâcâtlar, şâyet ehlince okunup Rabb-i Rahîm’e ilticâ edilirse, kabûle karîn olduğu ve hayırlı netîceleri verdiği görülecektir. Bu münâcâtlarda hemen hemen dünyevî ve uhrevî bütün müşkiller ümmet adına Cenâb-ı Hak’tan istenilmiş ve niyâz edilmiştir. Böylece o zât, bu husústa da ümmete rehberlik etmiştir. Hem bu münâcâtlar, o zâtın dergâh-ı İlâhîye ne kadar takarrub ettiğini ve münâcâtta ne kadar ma‘nevî haz ve lezzet bulunduğunu da göstermektedir. Zîrâ, duá, azím bir sırr-ı ubûdiyyettir, gáyet şîrîn bir zevk-ı rûhânîdir. Kezâ o zâtın şiirleri; yüksek hakíkatlerin tercümânı, kalbine sünûhât nev‘ınden gelen ma‘nâların nazım súretinde ifâdesi, dinleyicilerin kulağına ve kalbine hıtáb eden derûnî hislerin şiir şeklinde tezáhürüdür. Evet, Cenâb-ı Hak, mâhiyyet-i insâniyyede nüveler şeklinde ayrı ayrı kábiliyyetler derc etmiştir. Her bir kábiliyyetin inkişâfı ayrı ayrıdır. Bu sırra binâen, merâmını, anladığını ve hissettiğini nazım ve şiir şeklinde dile getirmek, insânda ayrı bir kábiliyyet olduğu unutulmamalıdır. İşte bu zâta da, Elláh tarafından böyle bir kábiliyyet bahşedilmiştir. O da o şiir kábiliyyetini ba‘zı mısra‘larla ifâde etmiş ve ba‘zı hakíkatleri ve ma‘nâları o şekilde dîn kardeşlerine teblîğ etmiştir. Üstâd Bediüzzamân (ra) Hazretleri, Hacı Hulûsí Bey merhûmun bu kábiliyyetini şöyle ifâde etmiştir: “Sonra senin yazdığın, ‘Bak kitâb-ı kâinâtın safha-i rengînine, ilâ âhir..’ olan rengîn ve zengîn şiir hátırıma geldi. O şiir ile semânın yüzündeki yıldızlara baktım. ‘Keşki şâir olsaydım, bunu tekmîl etseydim’ dedim. Hâlbuki, şiir ve nazma isti‘dâdım yokken yine başladım, fakat nazım ve şiir yapamadım; nasıl hutúr etti ise, öyle yazdım. Benim vârisim olan sen, istersen nazma çevir, tanzím et.” Cenâb-ı Hak, bizleri böyle hakíkat-bîn zevât-ı kirâmın âsâr ve beyânâtından hakkıyla müstefîd olan kullarından eylesin. Onların gösterdiği sırât-ı müstekímden bizleri ayırmasın. Nefis ve Şeytán’ın tuzağına düşürmesin. Her şerden ve her şerlinin şerrinden bizleri ve bütün Ümmet-i Muhammediyye (asm)’ı muhâfaza buyursun. Âmîn. وَالسَّلَامُ عَلٰى مَنِ اتَّبَعَ الْهُدٰى وَالْمَلاَمُ عَلٰى مَنِ اتَّبَعَ الْهَوٰى
Hitâbât ve Münâcât-ı Hulûsiyye, Muhammed Doğan (Molla Muhammed el-Kersî) tarafından kaleme alınmıştır. Kitap 2014 yılında Semendel Yayınları tarafından [İstanbul] 978-605-4285-17-4 ISBN kodu ile yayınlanmıştır. Satışta olan kitap, yayınevinin 1. baskısıdır. 206 sayfadır. Hitâbât ve Münâcât-ı Hulûsiyye adlı eser Türkçe dilindedir.
Kitap, 13,5 cm genişliğinde 19,5 cm yüksekliğindedir.
Kitap KARTON KAPAKLI cilt bilgisi ile 4 yıl önce eklenmiştir.
Hitâbât ve Münâcât-ı Hulûsiyye adlı eser, Kitap > Din ve Teoloji > İslamiyet > Diğer kategorisinde Yeni olarak satıştadır.
Kondisyon: Yeni
Ürün kondisyonları ürün açıklamalarında belirtildiği ve/veya ürün fotoğraflarında görüldüğü gibidir. Açıklamada yer alan veya fotoğrafta görülen üründen farklı nitelikte bir ürün gönderilmesi halinde siparişin iadesi/iptali kitantik.com güvencesi ile sağlanabilmektedir.
Kargo Ödeme Durumu
Ürün Semendel Yayınları tarafından, Yurtiçi Kargoyla gönderilecektir. Kargo ücreti 120.00 TL dir ve sipariş anında ödenir. Aynı mağazadan veya ortak kargo anlaşmalı mağazalardan bu ürünle birlikte alacağınız diğer ürünler için ek kargo ücreti ödemezsiniz.
Semendel Yayınları - Mağaza Hakkında
Tahşiye Yayınları, Rahle Yayınları ve Cihangirân Yayınları markalarını bünyesinde bulunduran BMB Yayıncılık Limited Şirketi ile; sonradan “Semendel Yayınları” markasını kullanarak kitap neşriyatına başlayan Semendel Yayıncılık Anonim Şirketi’nin başlangıcı 29 Mart 2003 tarihine dayanır. Başlangıçta Mustafa Kaplan adına tescil edilerek “anonim şirket” statüsünde kurulan müessesemiz, diğer kurucular Bünyamin Ateş ve Burhan Bozgeyik’in isimlerindeki baş harfler kullanılmak suretiyle “BMB Yayın, Kâğıt, Turizm, Pazarlama, Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi” adıyla yayıncılık faaliyyetine başladı.
Nisan 2003’te “Kader Risalesi ve Şerhi”, Mayıs 2003’te “el-Cihâd”, Haziran 2003’te “Münâzarât ve Şerhi” adlı kitapları “Tahşiye Yayınları” markası ile yayınlayan şirketimiz, 1 Haziran 2004 tarihine kadar yoğun bir şekilde yeni kitapların hazırlığını yaptı. Bu tarihten itibaren dört ortaklı “limited şirket” statüsüne geçen BMB, üç ayda “Ene Risalesi ve Şerhi”, “Zerre Risalesi ve Şerhi”, “Hüve Nüktesi ve Şerhi” ile “Rumûzu’l-Kur’an-1”i yayınlamayı başardı. İlerleyen aylar ve yıllarda da diğer kitâblar peş peşe istifâdeye sunuldu.
Semendel, Risâle-i Nûr'un hizmetinde!
Risâle-i Nûr eserlerinin şerh ve izah edilerek yayınlanması hizmeti, 2016 yılının Şubat ayında yeni bir boyut kazandı. 12 Şubat 2016 tarihinde kurulan Semendel Yayıncılık Limited Şirketi (sonradan anonim şirkete dönüştürüldü), “İkinci Şuá‘ın Şerhi” adlı kitabı ile yayıncılar kervanına katıldı. “Semendel Yayınları” markasını taşıyan kitab, Molla Muhammed el-Mûşî el-Kersî tarafından kaleme alındı.
29 Mart 2003 tarihinde Tahşiye Yayınları ile başlayan Risale-i Nur eserlerinin şerh ve izahı, aradan geçen 13 sene içinde büyük ilgiye mazhar oldu. Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin te’lif ettiği Risale-i Nur Külliyatındaki harika ma’nalar, “edille-i şer’ıyye” denilen kitab, sünnet, icma-ı ümmet ve kıyas-ı fukaha ile delillendirilerek izah edilince, ortaya muhteşem bir hizmet metodu çıktı. Müteakib günlerde ve yıllarda Rahle Yayınları ile Cihangiran Yayınları’nı da yanına alan Tahşiye Yayınları, altmıştan fazla eseri kitap dünyasına kazandırdı.
Kendilerini Risale-i Nur camiasına mensub sayanlar tarafından sıkça tartışılan, eserleri doğru/yanlış anlama ve mucibince hareket etme konusu, bu şerh-izah tarzı ile daha sağlam bir temele oturdu. “İman ve Kur’an hizmeti”, “Üstâdın meslek ve meşrebi”, “Risale-i Nur yoluyla İslâm’a hizmet” gibi çeşitli tabirler ve terimler altında yürütülen çalışmalar, Kur’an ve sünnet eksenine göre yeniden değerlendirmeye tabi tutuldu. Aydınlık bir ufuk açan Tahşiye, Rahle ve Cihangiran Yayınlarının eserleri, Risale-i Nur ile uygulayıcıları arasında bocalayan pek çok samimî mü’minin gönlünü ferahlattı.
Şimdi yeni bir döneme girdik. Risale-i Nur’u şerh ve izah eden eserler, artık Semendel Yayınları tarafından istifadeye sunuluyor. 13 yıllık müktesebata sahip Tahşiye, Rahle ve Cihangiran Yayınlarının kitaplarını Semendel Yayınları devraldı.
Fâsid te'vîller ve bâtıl inançlardan kurtuluş
Tábiín ve Tebe-i Tábiínden sonra, müctehidler zamânında, edille-i şer‘ıyye, ya‘nî şerîatın, dînin kaynakları dört olarak tesbît olunmuştur. Bunlar kitâb (Kur’ân-ı Azímü’ş-şân), sünnet, icmâ-ı ümmet ve kıyâs-ı fukahâdır. İşte biz Semendel Yayınları olarak, neşr ettiğimiz eserlerde bu dört delîli esâs almaktayız. Semendel Yayınları, Peygamber Efendimizin (sav) teblîğine sım sıkı sarılan sahâbe-i kirâmın yürüdüğü câdde-yi kübrâ-yi Kur’âniyyede yürümeye ve bu istikámetten ta‘vîz vermemeye karârlıdır.
Yayın dünyâsında; güvenilir, izzetli, davâsından ta‘vîz vermeyen bir kuruluş olarak yer edinmek hedefimizdir. Cenab-ı Hak'tan bizi utandırmamasını, mahcûb etmemesini, rızásına uygun hizmetlerde bulunmayı nasíb buyurmasını niyâz ederiz.
Yayınladığımız eserler, Kur’ân-ı Azímü’ş-şân’ın bütün emirlerine imtisâlen; müsteşrik ve masonlar tarafından Álem-i İslâm içine atılan; kitâb, sünnet, icmâ-ı ümmet ve kıyâs-ı fukahâya muhálif fâsid te’vîller ve bâtıl inançlardan müslümânları kurtarmak için hakkı izhâr ve teblîğ sadedinde kaleme alınmıştır.
Ayrıca neşriyâtımız, şer odaklarının en büyük arzusu olan dâhılî bir ifsâddan Müslümânları muhâfaza etmek için, edille-i şer‘ıyye dâiresinde bilgilenmelerini sağlama gáyesini taşımaktadır. Rabb-i Kerîm'imiz, cümlemizi hak olan sırât-ı müstekímden ayırmasın. Âmîn.
Sa‘y ü gayret bizden, tevfîk Cenâb-ı Hak’tandır.