Eser Bilgisi
Neşir hayatına çıktığı Nisan 1989’dan beri okuru ve müdâvimi olduğum, Trabzon ve İstanbul tem-silciliklerini deruhte etmeğe çalıştığım, “yazı hey’eti” a’zâlığında bulunduğum, muhtelif zamanlarda sayı editörlüğünü yapmaya gayret ettiğim Türkiye Günlüğü dergisinin herhangi bir sayı “Mektub”unu yazmayı nasîb ettiği için Allah’a şükürler olsun. Bu benim için büyük bir mazhariyet… Zîrâ, diğer birçok hususiyetinin yanı sıra, Türkiye Günlüğü “dergicilik nasıl yapılır?” sualine fikir ve kültür tarihi içerisinde verilmiş en iyi cevaplardan biridir. Bu husus başlı başına ve hem de bir değil birçok teze mevzu olacak kadar mühim ve büyük bir mesele olmaklığıyla bir bahs-i diğerdir ve bunu en doğru biçimde değerlendirecek olanlar da geleceğin fikir ve kültür tarihçileridir. 155. sayısını elinizde tuttuğunuz derginin “Yaz Mektubu”nu mu’tâd olduğu üzre Mustafa Çalık hoca yazacaktı, lâkin rahatsızlığı sebebiyle bu zor vazîfeyi bana tevdi etti. Şunun idrâki içindeyim ki, hiçbir “mektup” yazısı Mustafa Çalık’ın kaleminden çıktığı kadar kapsayıcı ve anlatıcı olamaz. Bu itibarla şimdiden hem Hocamın, hem de tüm okurlarımızın afvını istirham ederim. Bilvesîle Hocamıza Allah’tan acil şifâlar niyaz ediyor, okurlarımızın da duâlarını diliyorum. Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en hayatî seçimlerini (14 ve 28 Mayıs seçimleri) çok şükür ki “devlet”i ciddî bir buhran ve tahribâta uğratmadan geride bırakmış bulunmaktadır. Ma’şerî şuur her zaman olduğu gibi yine aldanmamış ve mucibince amel etmeği aklederek Türkiye’yi çok tehlikeli bir berzahtan çıkarmıştır. Gönül ister ki, ricâl-i devlet de artık üzerine düşeni yapsın, sulh ve sükûnu tahkim ederek istikrar içinde inkişaf yolunda yeni bir çığır açsın. “Türkiye Yüzyılı” ifâdesi parlak bir seçim sloganı ve kuru bir iddiâdan ibâret kalmamalıdır. Bu bü-tün siyasî hesap ve mülâhazaların üzerinde olması gereken millî ideallerden biri ve “derin Türkiye”nin “derin şuur-altı”ndaki en güçlü, en vazgeçilmez ve en kalıcı taleptir! Devlet dediğimiz cihaz insanoğlunun dünyada vücut verdiği en sofistike sanat eseridir. Bu cihazın verimliliğini arttırmak ise elbette ki, mucibince amel etmeğe bağlıdır.. Bunun “olmazsa olmaz” şartla-rından biri de “nazarî felsefe” ile “amelî felsefeyi” (siyaseti) hakîmane ve sanatkârane biçimde terkîb etmektir. Türkiye’nin kısmen rahatladığı seçim sonrası bu yaz sonunda sizlere belki özel bir sayı takdim edemiyor olabiliriz, lâkin muhteva olarak çok zengin, birbirinden kıymetli ve hayli alâkanızı çekecek, gerçekten emek mahsulü çalışmalardan mürekkep bir münderecât sunduğumuzu söyleyebiliriz. Bu sayımızda İhsan Fazlıoğlu, “Merağa Matematik-Astronomi okulu”nda başlayan ilmî faaliyetin Türk-İslâm coğrafyasındaki seyrini, husûsen Anadolu Selçuklu ve Beylikler ile Osmanlı ülkesindeki ilmî çevrelere tesirini derin bir tetkik ve âdetâ “kılı kırk yaran” tahlillerle gözler önüne seriyor. Şahabettin Yalçın hoca, “Eflatun, Grekçe Konuşan Musa mı?” başlıklı, fevkalade merak ve alâka ile okuyacağınızı umduğumuz çok orijinal bir metin içerisinde Eflatun felsefesi ile Hz. Musa’nın kelâmındaki benzerlikler ve ayrışan noktaları mukayeseli bir şekilde ele alıyor. Osmanlı Devletinin “En büyük veya en mühim padişahı kimdir?” gibi bir suâle verilecek cevapla-rın farklı ve indî olacağı muhakkaktır. Hiç şüphesiz -Mehmet Genç hocanın ifadesiyle- tüm padişahlar kendi dönemlerinin en büyüğüdür, lâkin bunlar arasında Yavuz Sultan Selim biraz daha farklı bir mevki işgâl eder. Bu hususu da Sıddık Çalık muhtasar ve müfit makalesiyle vaz’etmeye çalışıyor. Ebuzer Karaaslan, Tanzîmat ve Tanzîmat’ın devlet ricâline dair serinkanlı bir değerlendirme ka-leme aldı. Dönemi ciddiyetle çalışan herkesin bildiği gibi, Tanzîmat soğukkanlı bir yaklaşımla beraber üzerinde söz söylemenin, ancak hakîkî liyakat ve vukufiyet sahiplerine iktirân ettiği konulardandır. Erol Akcan, 1923-1926 yılları arasında “İttihad ve Terakki” ile “İttihadçılık”ın Türk matbuatında nasıl anlaşılıp ele alındığını “birinci el” kaynakları titizlikle inceleyerek dikkat ve istifâdemize sunuyor, ki son yıllarda gittikçe ısınan yakın tarih ve “İttihadçılık” tartışmaları bakımından emsalsiz bir katkı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Nuri Sağlam’ın kaleme aldığı uzun makale, bir solukta okunabilecek akıcılıkta bir metin. Nuri Hoca bu makalesinde Halil Berktay’ın Özgürlük Dersleri isimli eserini kritik ediyor. Son derece dikkatli ve titiz bir çalışma; harâretle tavsiye ediyoruz. Ali Yaşar Sarıbay Hoca, her zamanki derinliği, titizliği ve ilmî-entelektüel vüs’atiyle Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanı üzerinden esaslı bir “medeniyet” ve “modernleşme” kritiği yapıyor. Meseleyi daha geniş bir sosyal felsefe zeminine çekerek tahlil ediyor. Dostoyevski’nin “Hepimiz Gogol’ün paltosundan çıktık” sözünden mülhem, Türk edebiyatının da hâlâ Namık Kemal’in tesiri altında olduğuna dair alâkanızı çekecek bir denemeyi de Secaattin Tu-ral’ın kaleminden okuyacaksınız. Charles Issawi’nin Abdülkadir İlgen tarafından tercüme edilen makalesinde İbn-i Haldun’un ik-tisadî meselelere dair fikirlerini derli toplu bir şekilde bulabileceksiniz. Murat Arısal’ın Ahmet Tabakoğlu Hoca ile müştereken kaleme aldığı makalede ise ulaşımın İs-tanbul örneğinden kalkarak bir şehrin imar, iskân, demografi ve scosyal hayatına tesirlerini ele alan spesifik bir metin okuyacaksınız. Son olarak Etem Çalık’ın makalesinden bahsederek “takdim” faslını ikmâl etmiş olalım: Çalık’ın incelemesi, kestirme bir ifâde ile “tasavvuf nedir?” diye merak eden her tahsil seviyesindeki meraklı-sının en kısa yoldan başvurabileceği “ansiklopedik” ve gayet iyi hulâsa edilmiş bir metin; okuyanların bu kanaati paylaşacaklarını umuyoruz. Müteakip sayımız (156), kısmetse önümüzdeki Aralık ayında neşrolunacak. Bu sayıyı “Cumhuri-yet’in 100. Yılında Türkiye’de Tarih yazımı”na ayırmayı tasarladık. Katkıda bulunmayı arzu eden, ilim, fikir ve kalem ehlinin bize ulaşmalarını diliyoruz. Bâki selâm, hürmet ve muhabbetle… İhsan Ayal
Kitap 2023 yılında Cedit Neşriyat tarafından [ANKARA] 1300-2767 ISBN kodu ile yayınlanmıştır. 136 sayfadır. TÜRKİYE GÜNLÜĞÜ adlı eser Türkçe dilindedir.
Kitap, 19,5 cm genişliğinde 27,5 cm yüksekliğindedir. Ağırlığı 300 kg’dır.
Kitap KARTON KAPAKLI cilt bilgisi ile 1 yıl önce eklenmiştir.
TÜRKİYE GÜNLÜĞÜ adlı eser, Kitap > Süreli Yayınlar > Dergiler > Sosyoloji kategorisinde Yeni olarak satıştadır.
Kondisyon: Yeni
Ürün kondisyonları ürün açıklamalarında belirtildiği ve/veya ürün fotoğraflarında görüldüğü gibidir. Açıklamada yer alan veya fotoğrafta görülen üründen farklı nitelikte bir ürün gönderilmesi halinde siparişin iadesi/iptali kitantik.com güvencesi ile sağlanabilmektedir.
Kargo Ödeme Durumu
Ürün Cedit Neşriyat tarafından, PTT, Yurtiçi, Aras, hepsiJET veya KolayGelsin (Sendeo) Kargoyla gönderilecektir. Kargo ücreti 120.00 TL dir ve sipariş anında ödenir. Aynı mağazadan veya ortak kargo anlaşmalı mağazalardan bu ürünle birlikte alacağınız diğer ürünler için ek kargo ücreti ödemezsiniz.
Cedit Neşriyat - Mağaza Hakkında
Cedit Neşriyat, 1992 yılında kurulmuş olup, o tarihten beri ulusal ve uluslararası düzeyde düzenli faaliyet yürütmektedir. Yayınevimiz, “Tanınmış Ulusal Yayınevi” ve “Uluslararası Yayınevi” niteliklerini haizdir. Yayınevimiz, aynı alanda, farklı yazarlara ait yirmiden fazla kitap yayımlamıştır. Cedit Neşriyat tarafından yayımlanan kitaplar, dünyanın önde gelen üniversite ve kamu kütüphanelerinin kataloglarında yer almaktadır.
Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı (ÜAK)’nın 2019 Ekim Dönemi Doçentlik Başvuru Şartlarında belirttiği üzere, “Uluslararası yayınevi: En az beş yıl uluslararası düzeyde düzenli faaliyet yürüten, yayımladığı kitaplar dünyanın bilinen üniversitelerinin kataloglarında yer alan ve aynı alanda farklı yazarlara ait en az 20 kitap yayımlamış olan yayınevi”dir.